Bulgaristan, kriz ve krize karşı mücadele
Boris Plamenov Boev
Bugün Bulgaristan’da üç önemli hareket gelişiyor: İşçi hareketi, eğitim hareketi ve ekolojik hareket. İşçi protestoları içinde en büyük olan metal işçilerininki. Kremikovtzi işletmesi, toplam 7 bin işçisiyle Bulgaristan’ın en önemli fabrikalarından biri ve şimdi kapatma tehdidi altında. 2008 yılı başında Sofya Belediye Başkanı, Kremizovtzi’yi kapatmak için metalurji tesislerinin yol açtığı ekolojik kirlenmeyi bahane ederek bir kampanya başlattı. Asıl amacı, işletmenin kurulu olduğu devasa araziyi ele geçirmekti. Ocak ayında 2-3 bin arası işçi fabrikayı kapatmak için geliştirilen kirli planlara karşı çıktı ve işletme yöneticisi Paramod Mital’in ücretleri düzensiz ödediği için değiştirilmesini istediler.
Devlet, şirket hisselerinin yüzde 29’unu satışa sundu. Ancak alan olmadı. Ekim ayının son haftasında 4 bin işçi fabrikanın kapatılmasına karşı yürüdü. İşçilerin eylemi gayet güzel örgütlenmişti ve öğrenci eylemlerinden bile daha dinamikti. Örgütümüz de yürüyüşlere katıldı ve dayanışma gösterdi.
Ne yazık ki, kendisini komünist olarak nitelendiren bir çok örgüt bu büyük işçi eylemlerine ilgi göstermiyor. Sol hareketin bu ilgisiz tavrının nedenlerinden biri Rus emperyalizmi ile ilgili yanılsamaları. ABD ve Rusya’nın Balkanlar’daki rekabeti, Bulgaristan’a da çok açık yansıyor. Geleneksel olarak Bulgaristan Rusya’ya çok yakın. Ancak, yakın geçmişte Bulgaristan hükümeti, özellikle doğal gaz olmak üzere Rusya’yla bazı anlaşmalarını iptal etti. Egemen sınıfın bazı kesimleri, ABD’yi sunduğu kimi kırıntılar karşılığında destekliyor. Ne yazık ki bu çatışmalar sol hareketi de etkiliyor. AB emperyalizmine karşı mücadeleleri daha çok Rus emperyalizmini destekleme görünümünde. Bu, Gürcistan savaşı esnasında daha da belirgin hale geldi.
Rusya’nın ABD’yi darbelemesi Bulgaristan’daki sol hareket içinde büyük coşku yarattı. “Rusya bizi ABD emperyalizmden kurtaracak“ gibi söylentiler çoktu. Sonuç olarak Bulgar komünistleri pasif bir şekilde otursun, Ruslar gelip kurtarsınlar, toplumsal mücadelelere de katılmayalım gibi bir anlayış doğdu. Biz bunun çok yanlış ve tehlikeli olduğunu düşünüyoruz, çünkü sadece Rus rejimi ve rolü hakkında yanılsamalara yol açmıyor, aynı zamanda da sözde Bulgar komünistlerinin hiç bir toplumsal harekete katılmaksızın Rusya’nın tüm sorunları çözmesini beklemelerine yol açıyor.
Ve tüm bunlar, Bulgar halkının ekonomik krizden her geçen gün daha fazla etkilendiği bir ortamda oluyor. Kriz nedeniyle özellikle temel gıda maddelerinin fiyatları çok yükseldi. Pirincin fiyatı yüzde 60, sıvı yağ yüzde 30 zamlandı. Resmi rakamlara göre; Bulgaristan’da 700 bin kişi gıda yetersizliği çekiyor ve nüfusun üçte biri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yani, ayda 90 Euro’nun altında kazanıyor. Halkın sadece yüzde 15’i gerekli yaşam standardına tekabül edecek kadar kazanıyor, yani, ayda 200 Euro’dan fazla. Asgari ücret ise 150 Euro.
Neoliberal saldırılar, eğitimde de kendini gösteriyor. Bu sonbaharda 300 okul kapandı. Bu, 15 bin öğrencinin okuluna gidemeyeceği ve 5 bin öğretmenin işsiz kalacağı anlamına geliyor. Ama öğrenciler ve öğretmenler, buna karşı önemli eylemler gerçekleştirdiler. Veliler de bu eylemlere destek verdi. Öğretmenlerin maaşının ödenmesi ve okulların kapatılmaması için imza topladılar. Örgütümüz, öğrenci mücadelesinde de aktif. Mesela 5 Kasım’da eğitimin özelleştirilmesine karşı uluslararası eylem günü vesilesiyle bir çok eylem yapıldı. Geçtiğimiz aylar boyunca öğrencilerle bağlarımızı geliştirdik ve komünizme ilgi gösteriyorlar. Bir kamu araştırması, Bulgar gençliğinin git gide daha çok komünizmden etkilendiğini gösterdi. Üstelik bu koşullarda, yani bir komünist parti bile yokken. Sosyalizm deneyimini hiç yaşamayanlar onun hakkında konuşmaya başladılar. Gençler Marksizmi çok az tanıyorlar, ama bizim tutumumuzu epey merak ediyorlar.
Ekoloji alanında da neoliberal saldırıları hissediyoruz. Sofya’da her türlü yeşil sol ortadan kalktı. Ekolojik hareket esasen gençlerden oluşuyor. Genel olarak Bulgaristan gençliği hala oldukça pasif ama ekolojik sorunlarla çok ilgileniyorlar. Deniz kıyısındaki inşaatlara karşı protestolara 2000’den fazla genç katılıyor. Kriz git gide daha fazla derinleşiyor, komünistlerin düzenlediği etkinliklere ilgi büyüyor. Gerek burjuvazi cephesinden, gerekse işçi ve emekçiler cephesinden. Örgütümüzün bayrakları ve Lenin ve Stalin’in posterleriyle katıldığımız, Ağustos ayında Bulgaristan’daki ilk Marksist örgütün kuruluş yıl dönümündeki ve Eylül’deki Faşizmden Kurtuluş Günü’ndeki gösteriler, burjuvaziyi rahatsız etti. Eylem resimleri Sofya’da tüm burjuva gazetelerde basıldı ve sağcı bir milletvekili, Lenin ve Stalin propagandasından dolayı gösterinin yasadışı olduğunu iddia ederek soruşturma açılmasını istedi. Mahkemenin, bu gösterinin arkasındaki güçlerin kim olduğunu bulmasını istedi. Bu kadar ilgi çekmesi bizim için bir sürprizdi, ama bir kez daha görüldü ki komünizm bugün her zamankinden daha güncel ve bunu ezenler de ezilenler de biliyor.”
NOT: Dünyadaki ekonomik kriz, başta Bulgaristan gibi “en yoksullar” olmak üzere AB ülkelerini de etkisi altına aldı. Bulgaristan Merkez Bankası Yönetim Kurulu 27 Kasım 2008’de ülkedeki bankalar için minimum rezerv oranını yüzde 12’den yüzde 10’a düşürürken, halkın krizin sonuçlarına karşı direnişi bir çok alanda sürüyor. Bulgaristan’ın en büyük çelik işletmesi Kremikovtzi’nin işçileri, Ocak 2008’den bu yana fabrikanın planlanan satışına karşı direniyor ve Ağustos’tan beri ödenmeyen ücretlerinin ödenmesini istiyor. İşçilerin şimdiye dek düzenlediği yürüyüşlerin son ikisi 30 Ekim ve 13 Kasım’da gerçekleşti. İşçiler, Kremikovtzi için Ulusal Elektrik Kuruluşu, doğal gaz tedarikçisi Bulgargaz ve devlet demiryolu şirketi BDZ’den arz güvencesi talep ederken, hükümetten fabrikayı işletecek yeni yatırımcılar bulmasını da istiyorlar.
Yorum gönder