Belene…Bazılarımızın asla unutamayacağı, bazılarının ise bir türlü hatırlayamadığı (!) Belene…

1984-1989 arasında Bulgaristan’daki Türkler, isimlerinden vazgeçmedikleri için özgürlüklerinden alıkonuldular. Evlerinden, ülkelerinden sürgüne gönderilerek  endişe dolu yeni bir hayata zorlandılar.

O dönemde yaşanan mağduriyetleri ve hafızalarda hâlâ taze olan anıların acısını kısmen hafifletebilmeye yönelik çalışmalar yapmak üzere Temmuz 2004’te Bursa’da faaliyetlerine başlayan Balkanlarda Adalet, Haklar, Kültür ve Dayanışma Derneği (BAHAD), bu konuda önemli adımlar atıyor.

BAHAD üyeleri, 1999’da Sofya Askeri Mahkemesi’nde başlattıkları hukuki mücadelelerinde bugüne kadar bir sonuç elde
edemediler.

Konuyu AB kurumları nezdinde gündeme getirmeye yönelik çalışmalara yönelen BAHAD yöneticileri, bu kapsamda Avrupa Komisyonu (AK) yetkilileriyle çeşitli temaslarda bulunarak, Belene’de yaşadıklarından ve taleplerinden bahsettiler. Sonuçta da önemi bir başarıya imza attılar.

AB üyesi olduğu dönemden bu yana adli sistemdeki eksiklikleri dolayısıyla AK raporlarında sert bir şekilde eleştirilen Bulgaristan, “AK’na Üye Ülkelerin Taahhütleri ve Sorumluluklarını Yerine Getirmesi’ne İlişkin İzleme Komitesi” tarafından hazırlanan 07 Nisan 2009 tarihli “İzleme Sonrası Bulgaristan İle Diyalog” başlıklı raporda bir kez daha açıkça eleştirildi.

Bu raporu bizler açısından önemli kılan ise Belene mağdurları ve BAHAD’ın çalışmaları konusuna da değinmesi.

Söz konusu raporun “Belene Eski Tutuklularının Talepleri” başlığı altındaki 80. ve 81. maddelerinde;

“Belene toplama kampında yatan 517 mağdur ve Bulgaristan’dan 1984-89 yılları arasında zorla göç ettirilenleri temsil eden BAHAD ile birçok görüşme yapıldığı, zorla göç olayları esnasında yaklaşık bir milyon Türk’ün asimilasyona zorlandığı, 850-900 Türk’ün de haksız yere ve keyfi olarak hapse ya da toplama kamplarına gönderildiği,

Mayıs-Eylül 1989 döneminde, Bulgaristan’ı tek bir etnik yapıdan oluşan devlet yapmak amacıyla, 350.000 Türk’ün zorla Türkiye’ye gönderildiği,

AKPM Bulgaristan Heyeti Başkanı Ünal Lütfi’nin Ocak 2006 ayındaki totaliter komünist rejim suçlarının uluslararası alanda kınanmasına ilişkin AKPM toplantısında bu olayları, ‘bir azınlığın dini, siyasi ve etnik kimliğini yıkma amaçlı etnik soykırım’ olarak nitelendirdiği,

Belene Toplama Kamp’ında yatanların, ‘1984-89 yılları arasında işlenen suçların incelenmesi ve suçluların mahkemeye çıkarılması, Bulgaristan devletinin mağdurların maddi ve manevi zararlarını karşılaması, cezaevinde kalınan yılların hesaplanarak, emeklilik yaşı ve emeklilik maaşına sayılması’ taleplerinde bulundukları, Belene mağdurlarının temsilcilerinin, iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne taşıyamadıklarını ileri sürdükleri, bu şahısların siyasi olarak temsil edilmemeleri nedeniyle, yetkililerden taleplerinin göz önüne alınmasının istendiği” hususlarına yer veriliyor.

Ayrıca raporun “Ulusal Azınlıklara MensupŞahısların Hakları” başlığı altındaki 36.-45. maddelerinde ise;

“Bulgaristan’daki en büyük iki azınlığı oluşturan Türklerin ve Romanların ayrımcılığa  zorlandıkları, 1984-1989 arasında Türklerin eşi benzeri görülmemiş ölçekte insan hakları ihlallerine maruz bırakıldıkları, 1990’lardan bu yana Türklerin durumunun oldukça geliştiği, Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin Bulgaristan’daki belediyelerin %12,5’ini, belediye meclis üyeliklerinin ise %15,2’sini kazandığı, Romanların durumunun ise aksine endişe verici olmaya devam ettiği, Bulgaristan’ın ‘Avrupa Bölgesel ve Etnik Diller Sözleşmesi’ni imzalamadığı” vurgulanıyor.

AK İzleme Komisyonu Başkanı Serhiy Holovaty tarafından hazırlanan rapor, Bulgaristan için oldukça ağır eleştiriler
içeriyor. Dileyenler, raporun İngilizce orijinal metnini http://assembly.coe.int/CommitteeDocs/2009/20090407_amandoc35rev-2008.pdf adresinden okuyabilirler.

Bulgaristan, BAHAD üyelerinin takip ettiği hukuki süreci ısrarla sürüncemede bırakarak zaman aşımına uğratmayı planlıyor. Ama şunu  gözden kaçırıyorlar: Davaya konu taleplerin zaman aşımına uğratılması durumunda (ya da öncesinde) BAHAD konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne taşıyacaktır. Bu durumda ise kaybeden kesinlikle Bulgaristan
olacaktır. Zira dava açılması ya da daha önce açılmış davaların sonuçlandırılması yönünde BAHAD’ın talepleri var ve bunlar kayıtlarda yer alıyor. Diğer taraftan, AK’nun hazırladığı bu gibi raporlar da AİHM’de açılacak bir davada önemli kanıtlar olacaklardır.

Bulgaristan, Belene’yi hatırlamamakta ısrar etse de birgün buna mecbur kalacak. Bunu da BAHAD başaracak.

Tebrikler BAHAD…

Rifat Sait

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

CAPTCHA
Change the CAPTCHA codeSpeak the CAPTCHA code
 

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.